AKIL SAĞLIĞI VE BESLENME...(1)
Akıl ve ruh sağlığının sırrı, beslenmede... 'Kötü ekmek' sinir sistemini bozuyor. Kola, ve cips konsantrasyon güçlüğüne yol açıyor. Fosforlu gıdalarsa beyni ışıldatıyor
17/06/2003 (2978 kişi okudu)
Bengi TÜZÜN (Arşivi)
Ekonomik kriz, savaş, işsizlik, gerginlik ve sürekli yorgunluk... Hem dünyada hem de Türkiye'de artan psikolojik problemlerin tetikleyicileri. Tüm dünyada bu koşulları alt edemeyen insanlara yönelik 'antidepresan' ilaçlar peynir-ekmek gibi satılırken, bazı uzmanlar gözlerini beslenme biçimimize çevirdi. Gelişmiş ülkelerde artık psikiyatrik tedavinin yanı sıra akıl sağlığını koruyucu nitelikte diyetlere de önem veriliyor.
Türkiye'deki hastanelerde akıl sağlığını korumaya yönelik diyet programlarının henüz uygulanmadığını belirten beslenme uzmanı ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Gıda Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Huriye Wetherilt, "Doktorlar diyetisyenlerle birlikte çalışmalı. Akıl sağlığını koruyan diyetlerin hastaların yüzde 80-90'ına muhakkak yararı var" diyor.
Vücut gıdalara alışamadı
Ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasında çevresel koşulların ve gıdaların değişmesinin büyük bir etkisi olduğunu vurgulayan Wetherilt, bu durumu şöyle özetliyor: "İnsanlar eskisi gibi çoluk çocuğuyla tarım yaparak çalışmıyor. Şehir hayatının getirdiği ek stresler var. Gıdalar eskisi kadar saf değil. Gençler arasında yaygınlaşan fastfood alışkanlığı büyük bir tehlike.
Bundan 200-300 sene evvel bu kadar rafine gıdalar yoktu. Bizim genlerimiz 60 bin yıl önceki insan geninden çok farklı değil. Ama o genlerin hiç alışık almadığı 'saflaştırılmış gıda'lar kullanıyoruz. İnsanlık tarihi boyunca ekmek tam buğday unundan yapılıyordu. Şimdiyse saf nişasta ve beyaz undan yapılan, sinir hücrelerinin iyi çalışmasını sağlayan B vitaminlerini içermeyen beyaz ekmek ve böreklerin tüketimi arttı. Aynı zamanda fiziksel aktivite azaldı." Doç. Dr. Huriye Wetherilt akıl sağlığı ve beslenmeyle ilgili soruları şöyle yanıtladı:
Hangi gıdalar akıl sağlığını koruyucu niteliğe ve zihinsel işlevleri artırıcı özelliğe sahiptir?
Beyin gelişimini en çok etkileyenler, vücut proteinlerimizi oluşturan aminoasitlerdir. Bunlar, sinir hücrelerinin arasında iletişimi sağlayan 'asetilkolin', 'dopamin', 'serotonin' gibi kimyasalların ön maddeleridir. Aminoasitler, yumurta, et, balık, süt, yoğurt gibi gıdalarda, beynin en çok yararlanabileceği oranlarda bulunurlar.
Mercimek, nohut ve fasulye de ideale yakın oranlarda aminoasit içerir,
eğer tam buğday unundan ekmekle tüketilirlerse protein değerleri hayvansal proteininkine yaklaşır. Örneğin kuru fasulyeyle bulgur pilavı birlikte yenirse iyi kalite protein sağlar.
Yağ yoksa, beyin küçülür
[/b]Beyin gelişimi için ikinci önemli beslenme faktörü yağlarda bulunan elzem yağ asitleri ve fosforlu yağ bileşikleridir. Dışarıdan alınması şart olan elzem yağ asitlerinin kaynağı bitkisel sıvı yağlar ve balık yağlarıdır. Bunlar beyin hücrelerinin zar tabakası için elzem olduklarından, yetersizliklerinde beyin hücreleri küçülür.
Ayrıca, bazı fosforlu maddeler, özellikle tahıl taneleri, fındık, badem, kuru baklagillerde bulunan 'inositol'; yumurta ve soya fasulyesinde bulunan 'kolin' ve 'lesitin'; ette ve süt ürünlerinde bulunan 'karnitin' beyindeki sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan kimyasal maddelerin en önemlilerinden biri olan asetilkolin düzeyini destekler. Böylece kişilerin zihinsel yeteneklerini ve hafızasını güçlendirir. 'Asetilkolin' düzeyi düşük olursa ruhsal sağlık sorunları ortaya çıkıyor.
Beynin verimli çalışması için demir ve çinko alımı da son derece önemlidir.
Bunların insan vücuduna en yararlı biçimde bulundukları kaynaklar, da yine kırmızı etler ve balıktır. Bitkisel kaynaklı demir ve çinkonun bağırsaklardan kana emilimi çok düşüktür. Ancak ekmek mayalandığı zaman demir ve çinko kaynağına dönüşür.
'Tam ekmek' bilmecesi
Buğday tanesinin etrafında kepek bulunur. Altındaki tabaka B1, B2, B6, folik asit, çinko ve potasyum açısından çok zengindir. Onun da altındaki tabakada saf nişasta ve biraz da 'gluten' diye adlandırılan bir protein var.
Rafine buğdaydan üretilen ekmeklerde sırf saf nişasta ve glüten kısmı vardır. Yani buğdayın en besleyici kısmını sokağa atıyoruz. Bu çok önemli bir konu. Halkımızın temel gıdası ekmek. Normal kepek ekmekte ise rafine edilmiş una kepeği katıyor. Tam buğday unu dediğimizde buğdayın tamamının ekmekte kullanılmasından söz ediyoruz. Piyasada 'Doygun Ekmek' bunun örneğidir. Tam buğday unundan yapılan ekmek B grubu vitaminlerinin de iyi kaynağıdır ki bunlar sinir hücrelerinin iyi çalışması ve beyni etkileyen toksik maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasında görev alır. Depresyonun önlenmesi ve hafıza gücünün korunmasını sağlarlar.
Özellikle, B grubu vitaminlerinden B6, B12 ve folik asit, kanda
'homosistein' adı verilen bir maddenin yükselmesini baskılayarak, yaşlılarda yaygın olarak görülen bunama ve alzheimer hastalığının oluşmasını önleyebilmektedir. Kandaki 'homosistein' düzeyi yükselmeye başlayınca damarlar tıkanır, beyinde plakalaşma başlar.
Alzheimer'a karşı kalsiyum
Ayrıca, alzheimer hastalarında beyin plakalarında alüminyum birikmektedir. Bunun da, bu kişilerin genel olarak kalsiyum ve magnezyumdan yetersiz bir diyetle beslenmelerine bağlı olduğu sanılmaktadır. Süt, peynir ve yoğurt gibi kalsiyum kaynağı besinlerin gençlik yıllarında yetersiz tüketilmesi halinde; beyin plakalarında yavaş yavaş alüminyum birikmekte ve alzheimer riski artmaktadır.
Taze meyveler, sebzelerin içerdiği antioksidanlar ve B grubu vitamini
'folik asit' sayesinde beynin yaşlanmasını ve hücre hasarını önlerler.
Akıl sağlığı diyeti
Bu bilgiler ışığında akıl sağlığını koruyabilen ama fazla kilo da aldırmayan bir beslenme tarzı önerebilir misiniz?
Kilo almadan ruhsal ve bedensel sağlığımızı koruyabilmek için, kalori ve saf nişastalı besinler açısından kontrollü ama besin kalitesi yüksek bir beslenme tarzı uygulamalıdırlar. Akıl sağlığını korumak isteyen kişi, sabah kendine zaman ayırıp, taze peynir, yumurta, taze meyve suyu veya yulaf ezmesi gibi tahıllar içeren dengeli bir kahvaltı yapmalı.
Ana öğünlerde balık, yağsız et, yoğurt, bol sebze ve meyve, tam buğday unundan ekmek, bulgur gibi besinler tercih edilmeli. Örneğin bir kâse yoğurt, bir-iki dilim tam buğday ekmeği, bol salata, zeytinyağlı sebze ve meyve içeren bir öğlen yemeği hem beyin işlevleri için gerekli maddelerini verir, hem de şişmanlık ve kalp damar hastalıklarından korur. Yemek aralarında meyve veya bir miktar fındık, badem gibi yiyecekler önerilir.
Akşam yemeklerinde balık, özellikle 'omega3' yağ asitleri açısından zengin yağlı balıklar; örneğin palamut, lüfer, hamsi, somon, ton, uskumru vs. ya da yağsız etler, tavuk, kuru baklagiller gibi gıdalar yanında, yoğurt, salata ve meyve, tercih edilmelidir.
Öğün aralarında pasta, kek yerine bir miktar fındık, badem, kuru üzüm yararlı olur. Genelde hamur işleri, beyaz ekmek, aşırı alkol, kızartmalar, yanmış etler, kremalı ve şuruplu tatlılar, şekerli meşrubat, fast food tarzı hamburger vb gıdalardan kaçınılmalı.
Toksinler için su
Toksinlerin atılması için yeterince su içilmesi önemli. Ayrıca, açık havada yürüyüş, yüzme gibi fiziksel aktiviteler, kişinin, kan dolaşımını hızlandırır, damar tıkanıklığını önler, beyin fonksiyonlarını artırır, ruhsal sağlığa da olumlu etki yaparak, olası bir depresyonun önlenmesinde yardımcı olur.
Özellikle ailelerinde alzheimer hastalığı olanlar, belli aralıklarda kan kolesterol ve 'homosistein' düzeylerine baktırmalıdır. Antioksidan türü vitaminler, B grubu vitaminleri ve balık yağları, onları kalp-damar hastalıklarından koruduğu gibi, zihinsel yeteneklerini de kuvvetlendirir
**********************
Glikoz dengesine, ağır metallere ve küflü besinlere dikkat
Zihinsel işlevleri yavaşlattığı bilinen gıdalar nelerdir?
Vücuda yeterince glikoz sağlanamazsa beyine yeterli miktarda oksijen gitmez. Araştırmalar, şeker ve beyaz undan yapılan hamur işleriyle meşrubatların zekâ düzeyini 'geçici olarak düşürdüğünü' gösteriyor. Bu tür gıdalar, kana hızlı biçimde şeker verirken kan şekerinin dalgalanmasına yol açıyor.
Ette, sütte ağır metal
Beyin ve merkezi sinir sistemi için en zararlı maddeler kurşun, civa, kadmiyum gibi ağır metallerdir. Bu maddelerin bulaştığı gıdaları tüketenlerde özellikle çocuklarda zekâ geriliği, sersemlik ve davranış bozukluğu gözlenir. Ağır metaller, atık su civarında yaşayan balıklar, trafiğin yoğun olduğu bölgelerde otlayan hayvanlar veya oralarda yetişen meyve ve sebzelerle vücuda girebilir.
Küf ve panik-atak
Bazı bitkisel kaynaklı ürünlerin kötü hasat, kötü işleme ve depolama sonucu oluşan küflerin ürettiği zehirli 'mikotoksin' maddesi de hassas kişilerde psikolojik dengesizliklere, panik atak ve depresyona neden olabiler. Bu zehirler en çok, küflü buğday, mısır gibi tahıllar, fındık, fıstık, ceviz, incir gibi yemiş ve pulbiberde bulunur.
Cips ve hiperaktivite
Boyar madde, aroma vericileri içeren süt ürünleri, hazır pudingler, meşrubat; tadı artırmak için katkı maddesi monosodyum glutamat (MSG) içeren çorbalar, cips ve et suları da bazı hassas çocuklarda hiperaktivite sorununa baş ağrılarına, konsantrasyon eksikliği ve depresyona neden olabilmektedir.
Et, balık, tavuk gibi hayvansal gıdalar, gerek aminoasitlerin, gerekse, demir ve çinko gibi önemli minerallerin çok iyi kaynaklarıdır. Ancak mangalda, dumanda, ızgarada veya kavurma tarzıyla pişirirken yanarlarsa, zehirli maddeler oluştururlar ki, bu maddeler kalp, karaciğer gibi organlar yanı sıra beyin sağlığına da zarar verir.
Özellikle yağlı etler ve tavuk kömürleşirse veya ete salam, sucuk yapımında kullanılan nitrat, nitrit gibi kimyasal maddeler eklenmişse, beyne giden damarlar tıkanmaya başlar. Bu nedenle, hayvansal gıdaların sulu ortamda çelik veya düdüklü tencerede pişirilmeleri ve şarküteri etlerinden uzak durulması akıl sağlığı için önemlidir.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=78548
Akıl ve ruh sağlığının sırrı, beslenmede... 'Kötü ekmek' sinir sistemini bozuyor. Kola, ve cips konsantrasyon güçlüğüne yol açıyor. Fosforlu gıdalarsa beyni ışıldatıyor
17/06/2003 (2978 kişi okudu)
Bengi TÜZÜN (Arşivi)
Ekonomik kriz, savaş, işsizlik, gerginlik ve sürekli yorgunluk... Hem dünyada hem de Türkiye'de artan psikolojik problemlerin tetikleyicileri. Tüm dünyada bu koşulları alt edemeyen insanlara yönelik 'antidepresan' ilaçlar peynir-ekmek gibi satılırken, bazı uzmanlar gözlerini beslenme biçimimize çevirdi. Gelişmiş ülkelerde artık psikiyatrik tedavinin yanı sıra akıl sağlığını koruyucu nitelikte diyetlere de önem veriliyor.
Türkiye'deki hastanelerde akıl sağlığını korumaya yönelik diyet programlarının henüz uygulanmadığını belirten beslenme uzmanı ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Gıda Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Huriye Wetherilt, "Doktorlar diyetisyenlerle birlikte çalışmalı. Akıl sağlığını koruyan diyetlerin hastaların yüzde 80-90'ına muhakkak yararı var" diyor.
Vücut gıdalara alışamadı
Ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasında çevresel koşulların ve gıdaların değişmesinin büyük bir etkisi olduğunu vurgulayan Wetherilt, bu durumu şöyle özetliyor: "İnsanlar eskisi gibi çoluk çocuğuyla tarım yaparak çalışmıyor. Şehir hayatının getirdiği ek stresler var. Gıdalar eskisi kadar saf değil. Gençler arasında yaygınlaşan fastfood alışkanlığı büyük bir tehlike.
Bundan 200-300 sene evvel bu kadar rafine gıdalar yoktu. Bizim genlerimiz 60 bin yıl önceki insan geninden çok farklı değil. Ama o genlerin hiç alışık almadığı 'saflaştırılmış gıda'lar kullanıyoruz. İnsanlık tarihi boyunca ekmek tam buğday unundan yapılıyordu. Şimdiyse saf nişasta ve beyaz undan yapılan, sinir hücrelerinin iyi çalışmasını sağlayan B vitaminlerini içermeyen beyaz ekmek ve böreklerin tüketimi arttı. Aynı zamanda fiziksel aktivite azaldı." Doç. Dr. Huriye Wetherilt akıl sağlığı ve beslenmeyle ilgili soruları şöyle yanıtladı:
Hangi gıdalar akıl sağlığını koruyucu niteliğe ve zihinsel işlevleri artırıcı özelliğe sahiptir?
Beyin gelişimini en çok etkileyenler, vücut proteinlerimizi oluşturan aminoasitlerdir. Bunlar, sinir hücrelerinin arasında iletişimi sağlayan 'asetilkolin', 'dopamin', 'serotonin' gibi kimyasalların ön maddeleridir. Aminoasitler, yumurta, et, balık, süt, yoğurt gibi gıdalarda, beynin en çok yararlanabileceği oranlarda bulunurlar.
Mercimek, nohut ve fasulye de ideale yakın oranlarda aminoasit içerir,
eğer tam buğday unundan ekmekle tüketilirlerse protein değerleri hayvansal proteininkine yaklaşır. Örneğin kuru fasulyeyle bulgur pilavı birlikte yenirse iyi kalite protein sağlar.
Yağ yoksa, beyin küçülür
[/b]Beyin gelişimi için ikinci önemli beslenme faktörü yağlarda bulunan elzem yağ asitleri ve fosforlu yağ bileşikleridir. Dışarıdan alınması şart olan elzem yağ asitlerinin kaynağı bitkisel sıvı yağlar ve balık yağlarıdır. Bunlar beyin hücrelerinin zar tabakası için elzem olduklarından, yetersizliklerinde beyin hücreleri küçülür.
Ayrıca, bazı fosforlu maddeler, özellikle tahıl taneleri, fındık, badem, kuru baklagillerde bulunan 'inositol'; yumurta ve soya fasulyesinde bulunan 'kolin' ve 'lesitin'; ette ve süt ürünlerinde bulunan 'karnitin' beyindeki sinir hücreleri arasında iletişimi sağlayan kimyasal maddelerin en önemlilerinden biri olan asetilkolin düzeyini destekler. Böylece kişilerin zihinsel yeteneklerini ve hafızasını güçlendirir. 'Asetilkolin' düzeyi düşük olursa ruhsal sağlık sorunları ortaya çıkıyor.
Beynin verimli çalışması için demir ve çinko alımı da son derece önemlidir.
Bunların insan vücuduna en yararlı biçimde bulundukları kaynaklar, da yine kırmızı etler ve balıktır. Bitkisel kaynaklı demir ve çinkonun bağırsaklardan kana emilimi çok düşüktür. Ancak ekmek mayalandığı zaman demir ve çinko kaynağına dönüşür.
'Tam ekmek' bilmecesi
Buğday tanesinin etrafında kepek bulunur. Altındaki tabaka B1, B2, B6, folik asit, çinko ve potasyum açısından çok zengindir. Onun da altındaki tabakada saf nişasta ve biraz da 'gluten' diye adlandırılan bir protein var.
Rafine buğdaydan üretilen ekmeklerde sırf saf nişasta ve glüten kısmı vardır. Yani buğdayın en besleyici kısmını sokağa atıyoruz. Bu çok önemli bir konu. Halkımızın temel gıdası ekmek. Normal kepek ekmekte ise rafine edilmiş una kepeği katıyor. Tam buğday unu dediğimizde buğdayın tamamının ekmekte kullanılmasından söz ediyoruz. Piyasada 'Doygun Ekmek' bunun örneğidir. Tam buğday unundan yapılan ekmek B grubu vitaminlerinin de iyi kaynağıdır ki bunlar sinir hücrelerinin iyi çalışması ve beyni etkileyen toksik maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasında görev alır. Depresyonun önlenmesi ve hafıza gücünün korunmasını sağlarlar.
Özellikle, B grubu vitaminlerinden B6, B12 ve folik asit, kanda
'homosistein' adı verilen bir maddenin yükselmesini baskılayarak, yaşlılarda yaygın olarak görülen bunama ve alzheimer hastalığının oluşmasını önleyebilmektedir. Kandaki 'homosistein' düzeyi yükselmeye başlayınca damarlar tıkanır, beyinde plakalaşma başlar.
Alzheimer'a karşı kalsiyum
Ayrıca, alzheimer hastalarında beyin plakalarında alüminyum birikmektedir. Bunun da, bu kişilerin genel olarak kalsiyum ve magnezyumdan yetersiz bir diyetle beslenmelerine bağlı olduğu sanılmaktadır. Süt, peynir ve yoğurt gibi kalsiyum kaynağı besinlerin gençlik yıllarında yetersiz tüketilmesi halinde; beyin plakalarında yavaş yavaş alüminyum birikmekte ve alzheimer riski artmaktadır.
Taze meyveler, sebzelerin içerdiği antioksidanlar ve B grubu vitamini
'folik asit' sayesinde beynin yaşlanmasını ve hücre hasarını önlerler.
Akıl sağlığı diyeti
Bu bilgiler ışığında akıl sağlığını koruyabilen ama fazla kilo da aldırmayan bir beslenme tarzı önerebilir misiniz?
Kilo almadan ruhsal ve bedensel sağlığımızı koruyabilmek için, kalori ve saf nişastalı besinler açısından kontrollü ama besin kalitesi yüksek bir beslenme tarzı uygulamalıdırlar. Akıl sağlığını korumak isteyen kişi, sabah kendine zaman ayırıp, taze peynir, yumurta, taze meyve suyu veya yulaf ezmesi gibi tahıllar içeren dengeli bir kahvaltı yapmalı.
Ana öğünlerde balık, yağsız et, yoğurt, bol sebze ve meyve, tam buğday unundan ekmek, bulgur gibi besinler tercih edilmeli. Örneğin bir kâse yoğurt, bir-iki dilim tam buğday ekmeği, bol salata, zeytinyağlı sebze ve meyve içeren bir öğlen yemeği hem beyin işlevleri için gerekli maddelerini verir, hem de şişmanlık ve kalp damar hastalıklarından korur. Yemek aralarında meyve veya bir miktar fındık, badem gibi yiyecekler önerilir.
Akşam yemeklerinde balık, özellikle 'omega3' yağ asitleri açısından zengin yağlı balıklar; örneğin palamut, lüfer, hamsi, somon, ton, uskumru vs. ya da yağsız etler, tavuk, kuru baklagiller gibi gıdalar yanında, yoğurt, salata ve meyve, tercih edilmelidir.
Öğün aralarında pasta, kek yerine bir miktar fındık, badem, kuru üzüm yararlı olur. Genelde hamur işleri, beyaz ekmek, aşırı alkol, kızartmalar, yanmış etler, kremalı ve şuruplu tatlılar, şekerli meşrubat, fast food tarzı hamburger vb gıdalardan kaçınılmalı.
Toksinler için su
Toksinlerin atılması için yeterince su içilmesi önemli. Ayrıca, açık havada yürüyüş, yüzme gibi fiziksel aktiviteler, kişinin, kan dolaşımını hızlandırır, damar tıkanıklığını önler, beyin fonksiyonlarını artırır, ruhsal sağlığa da olumlu etki yaparak, olası bir depresyonun önlenmesinde yardımcı olur.
Özellikle ailelerinde alzheimer hastalığı olanlar, belli aralıklarda kan kolesterol ve 'homosistein' düzeylerine baktırmalıdır. Antioksidan türü vitaminler, B grubu vitaminleri ve balık yağları, onları kalp-damar hastalıklarından koruduğu gibi, zihinsel yeteneklerini de kuvvetlendirir
**********************
Glikoz dengesine, ağır metallere ve küflü besinlere dikkat
Zihinsel işlevleri yavaşlattığı bilinen gıdalar nelerdir?
Vücuda yeterince glikoz sağlanamazsa beyine yeterli miktarda oksijen gitmez. Araştırmalar, şeker ve beyaz undan yapılan hamur işleriyle meşrubatların zekâ düzeyini 'geçici olarak düşürdüğünü' gösteriyor. Bu tür gıdalar, kana hızlı biçimde şeker verirken kan şekerinin dalgalanmasına yol açıyor.
Ette, sütte ağır metal
Beyin ve merkezi sinir sistemi için en zararlı maddeler kurşun, civa, kadmiyum gibi ağır metallerdir. Bu maddelerin bulaştığı gıdaları tüketenlerde özellikle çocuklarda zekâ geriliği, sersemlik ve davranış bozukluğu gözlenir. Ağır metaller, atık su civarında yaşayan balıklar, trafiğin yoğun olduğu bölgelerde otlayan hayvanlar veya oralarda yetişen meyve ve sebzelerle vücuda girebilir.
Küf ve panik-atak
Bazı bitkisel kaynaklı ürünlerin kötü hasat, kötü işleme ve depolama sonucu oluşan küflerin ürettiği zehirli 'mikotoksin' maddesi de hassas kişilerde psikolojik dengesizliklere, panik atak ve depresyona neden olabiler. Bu zehirler en çok, küflü buğday, mısır gibi tahıllar, fındık, fıstık, ceviz, incir gibi yemiş ve pulbiberde bulunur.
Cips ve hiperaktivite
Boyar madde, aroma vericileri içeren süt ürünleri, hazır pudingler, meşrubat; tadı artırmak için katkı maddesi monosodyum glutamat (MSG) içeren çorbalar, cips ve et suları da bazı hassas çocuklarda hiperaktivite sorununa baş ağrılarına, konsantrasyon eksikliği ve depresyona neden olabilmektedir.
Et, balık, tavuk gibi hayvansal gıdalar, gerek aminoasitlerin, gerekse, demir ve çinko gibi önemli minerallerin çok iyi kaynaklarıdır. Ancak mangalda, dumanda, ızgarada veya kavurma tarzıyla pişirirken yanarlarsa, zehirli maddeler oluştururlar ki, bu maddeler kalp, karaciğer gibi organlar yanı sıra beyin sağlığına da zarar verir.
Özellikle yağlı etler ve tavuk kömürleşirse veya ete salam, sucuk yapımında kullanılan nitrat, nitrit gibi kimyasal maddeler eklenmişse, beyne giden damarlar tıkanmaya başlar. Bu nedenle, hayvansal gıdaların sulu ortamda çelik veya düdüklü tencerede pişirilmeleri ve şarküteri etlerinden uzak durulması akıl sağlığı için önemlidir.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=78548