Bilgi POLEN

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Bilgilendirme


    Balık yağı antidepresan olabilir mi?

    Meaktu
    Meaktu
    Admin


    Mesaj Sayısı : 124
    Kayıt tarihi : 18/09/09
    Nerden : ankara

    Balık yağı antidepresan olabilir mi? Empty Balık yağı antidepresan olabilir mi?

    Mesaj  Meaktu Ptsi Eyl. 21, 2009 9:22 pm

    Balık yağı antidepresan olabilir mi?


    Avustralya'da yapılan araştırmaya göre balık yağının bir faydası daha olabileceği ortaya çıktı. Daha fazla balık tüketen ülkeler dikkate alınarak yapılan araştırmada balık yağının depresyonu önleyebileceği ortaya atıldı.

    Avustralyalı bilimadamları balık yağının anti- depresan olarak test ediyor. Deniz ürünlerinin fazla tüketildiği ülkelerde ruhsal bozukluk oranları daha düşük.

    Sydney'deki Black Dog Institute, hafif ve orta depresyondaki 21 ve 65 yaş arasındaki kişilerin balık yağı içeren şeyleri -Omega- 3 yağ asitlerinde zengindir- uygulamaya başladılar.

    Çalışmanın ilk altı haftasında, katılımcıların yarısına günlük dozlarda balık yağı verilirken, geri kalanlara aktif olmayan plasebo verilecek. Böylece, araştırmacılar herhangi bir değişikliği değerlendirebilecektir.

    Daha sonraki sekiz hafta deneye tabi tutulanları aktif tedavi almasını garantileyecektir.

    Psikiyatrist Anne Marie Rees "Uluslararası platformda Norveç ve Japonya gibi daha fazla balık yiyen ülkelerin daha az depresyon oranı olduğuna dair çalışmlar yapılmıştı." diyor.

    "Aynı zamanda depresyonlu hastalarının Omega-3 seviyeleri de düşük."

    Beynin yaklaşık % 60'ı yağlardan oluşur ve bunlardan en önemlisi balık yağında bulunan Omega-3 ve Omega 6'dır.

    Black Dog Institute yöneticisi Gordon Parker bilimadamlarının hücre membranlarının geçirgenliği için Omega- 3'ün önemli olduğuna inandıklarını söyledi. Kimyasalların beyin nöronlarının içine ve dışına serbest akımını sağlar.

    Bu çalışmanın sonuçları halen bekleniyor. Ama bilim adamları depresyon tedavisinde ilaçlar öte başka alternatiflerin geliştirilmesi gerektiğini söylüyorlar.

    Balık yağı tamamen yan etkilerden uzak olduğu için iyi bir alternatif fakat pıhtılaşmayı önleyici özelliği kanlanmayı artırabilir. Ama yine de bir ilaçla karşılaştırıldığında çok daha güvenlidir.

    Kaynak: http://www.thehealthnews.org/tr

    Alıntı
    http://www.omega3.com.tr/?page=haber4
    Meaktu
    Meaktu
    Admin


    Mesaj Sayısı : 124
    Kayıt tarihi : 18/09/09
    Nerden : ankara

    Balık yağı antidepresan olabilir mi? Empty Geri: Balık yağı antidepresan olabilir mi?

    Mesaj  Meaktu Ptsi Eyl. 21, 2009 9:23 pm

    Balık, depresyon riskini azaltıyor

    Balık yağındaki Omega 3 yağ asitleri, kalp damar hastalıklarının yanı sıra depresyon ve intihar riskini de azalatıyor

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Balıkçılık Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sevim Köse, balık ve diğer su ürünlerinin içerdiği protein, yağ ve vitaminlerin niteliği bakımından insan beslenmesinde önemli bir besin kaynağı olduğunu ifade etti.

    Balıkların kalp damar hastalıklarında yararlı etkileri olduğunun hemen hemen herkes tarafından bilindiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Köse, ''Artık 'balık ye, kalbini koru' şeklindeki sloganlar ya da tavsiyeler hem uzmanlar, hem halk arasında hem de balık tanıtım reklamlarında sıkça gündeme gelmektedir'' dedi.

    Balıktaki hangi madde ya da maddelerin sağlık için yararlı etkiyi yaptığı ve her balık aynı ölçüde mi yararlıdır sorularının cevabı herkes tarafından bilinmediğini vurgulayan Yrd. Doç. Köse, şöyle devam etti:

    ''Balıkların insan sağlığı açısından önemi, özellikle içerdikleri yağdan kaynaklanmaktadır. Balık yağındaki omega 3 yağ asitleri insan sağlığı açısından yararlı etkiyi yapan maddelerdir. Bu etki omega 3 grubu yağ asitlerinden EPA (eikosapentaeonik asit) ve DHA (dokosaheksaenoik asit) adlı iki önemli yağ asidi çeşidinden kaynaklanmaktadır. Çeşitli yayın ya da kaynaklarda omega 3 içeren pek çok gıda türü verilmektedir. Ancak EPA ve DHA genelde balık yağlarında bulunmaktadır.''

    Her balık ya da su ürününün yeterince omega 3 yağ asidi içermeyebileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Köse, bu asidin, yağlı balıklarda fazla bulunduğunu, bu balıklara, somon, uskumru, ton balığı, alabalık, hamsi, tirsi ve morina balığı gibi balıkların örnek verilebileceğini kaydetti.

    Yrd. Doç. Dr. Köse, DHA ve EPA asitlerinin, yağlı balıklardan direk olarak alınabileceği gibi, eczanelerde satılan balık yağı tabletleriyle alınabileceğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

    ''Eğer diyetimizde sağlık açısından sıkça balık tüketiyorsak bunun yanında E vitamini içeren gıdalar ya da E vitamini tabletleri almamız gereklidir. Balık yağı tabletleri, E vitamini eklenmiş olarak satılmaktadır. Bunu nedeni, balık yağındaki yüksek oranda çoklu doymamış yağ asitleri olan omega 3 ve diğerleri yaşlanmayı hızlandırıcı etkisi olduğu ve bunun da E vitamini takviyesiyle engellendiğidir. Yani bol balık yiyelim ancak bunu E vitamini ile yiyelim. İçeriğinde bulunan Omega 3 yağ asidi, iyi kolesterolü yükseltir ve yüksek tansiyonu düşürür, kalp damar hastalıkları riskini azaltır. Aynı zamanda kanser riskini azaltır, yaşa bağlı hastalıkları önler, büyüme ve gelişmeyi olumlu etkiler.'' Omega 3 yağ asitleri yiyenlerde depresyonun azaldığı ve dolayısıyla intihar risklerinin azalttığının ortaya koyulduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Köse, ''Antidepresanlar yerine belli miktarlarda omega 3 yağı alımının antidepresan ilaçlardan daha yararlı olacağı düşünülmektedir. Omega 3 yağı beyindeki uyarıcıların doğru çalışmasını sağladığından dolayı faydalı olmaktadır. Son yıllarda özellikle hamile kadınlarda depresyonu engelleyici olarak önerilmiştir'' diye konuştu.



    http://www.milliyet.com.tr/content/sagli...http://www.milliyet.com.tr/content/saglik/sag013/
    Meaktu
    Meaktu
    Admin


    Mesaj Sayısı : 124
    Kayıt tarihi : 18/09/09
    Nerden : ankara

    Balık yağı antidepresan olabilir mi? Empty Geri: Balık yağı antidepresan olabilir mi?

    Mesaj  Meaktu Ptsi Eyl. 21, 2009 9:24 pm

    Omega-3’ün Depresyon Üzerindeki Etkileri


    Çeviren: Gülşah Balaban
    editor@realage.com.tr
    Yapılan yeni bir araştırmaya göre, omega-3 yağ asitleri depresyonla mücedelede tek başına etkili olamıyor, ancak antidepresan ilaçlarla beraber alındığında depresyonla mücadeleye yardımcı olduğu belirtiliyor.

    Drug and Therapeutics Bulletin’de yayımlanan bu çalışmada, daha önce yapılan araştırmalarda, omega-3 seviyesiyle, depresyon dahil davranış ve ruh bozukluklarının birbiriyle bağlantılı olduğunun ortaya konduğu belirtiliyor.

    Omega-3 yağ asitlerinin, beyindeki kimyasal sinyaller üzerinde önemli bir rolü var, ve ayrıca kan damarlarının aktivitelerinin ve merkezi sinir sistemine bağlı bağışıklık sistemi fonksiyonlarının düzenlenmesine yardımcı oluyor. Yağlı balıklar, fındık, çekirdek, ve lifli yeşil sebzeler, omega-3 açısından zengin kaynaklar, ayrıca balık yağı içeren diyetsel desteklerde de omega-3 bulunuyor.

    Daha önce yapılan araştırmaların değerlendirildiği bu çalışmada, depresyonda olan kişiler üzerinde omega-3’ün etkilerinin araştırıldığı çalışmalar analiz edildi.

    Sonuç olarak, omega-3’ün depresyon üzerinde çok az veya hiç etkisinin olmadığı belirlendi. Araştırmacılar, özellikle balığın karaciğerinden üretilen balık yağı desteklerinin, çevresel toksinler içerdiğine dikkat çekiyorlar.

    Araştırmacılar, insanların balık yağı içeren ek desteklerden maksimum dozda tüketmemeleri gerektiği konusunda uyarıyorlar. Ayrıca, hamilelerin, aynı zamanda A vitamini de içeren balık yağı desteklerinden sadece düşük dozda alabilecekleri belirtiliyor. Yüksek düzeyde A vitamini, gelişmekte olan bir fetüse zarar verebilir.

    Omega-3 yağ asitleri ile ilgili ayrıntılı bilgi için tıklayınız!


    http://www.realage.com.tr/tr/realagehabe...http://www.realage.com.tr/tr/
    Meaktu
    Meaktu
    Admin


    Mesaj Sayısı : 124
    Kayıt tarihi : 18/09/09
    Nerden : ankara

    Balık yağı antidepresan olabilir mi? Empty Geri: Balık yağı antidepresan olabilir mi?

    Mesaj  Meaktu Ptsi Eyl. 21, 2009 9:24 pm

    Çocuklarda depresyonun çaresi Omega-3

    İsrail'de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre balık yağında bulunan Omega-3 asitleri depresyona giren çocuklar için en sağlıklı ilaç. Psikolojik rahatsızlık yaşayan çocukların tedavisinde kullanılan ilaçların bir çok yan etkisi olduğunu kaydeden uzmanlar, bu araştırma sayesinde bu tür rahatsızlıklarının tedavisi için önemli bir adım atıldığını kaydetti. Ben Gurion Üniversitesi'nden Dr. Robert H. Belmaker tarafından 6-12 yaş arasındaki 28 çocuk üzerinde yapılan araştırmada çocuklara Omega-3 verildi. 16 haftalık deneyin ardından çocukların

    psikolojik yapısı detaylı bir şekilde incelendi. ve depresyon seviyelerinde belirli bir azalma olduğu gözlemlendi.

    YÜZDE 50 AZALIYOR
    Placebo (sahte ilaç) verilen çocukların psikolojik durumunda bir değişiklik gözlemlenmedi. Omega-3 verilen 10 çocuktan 7'sinde depresyon seviyesinde yaklaşık yüzde 50 oranında azalma meydana geldi. Omega-3 dengeli oranlarda alındığı taktirde "mutluluk hormonu" olarak bilinen serotonin hormonu salgılanmaya başlıyor.


    http://arsiv.sabah.com.tr/2006/06/27/gun115.html
    Meaktu
    Meaktu
    Admin


    Mesaj Sayısı : 124
    Kayıt tarihi : 18/09/09
    Nerden : ankara

    Balık yağı antidepresan olabilir mi? Empty Geri: Balık yağı antidepresan olabilir mi?

    Mesaj  Meaktu Ptsi Eyl. 21, 2009 9:25 pm

    Depresyon ile beslenmenin yakın ilişkisi
    Depresyon nedir?


    Zevk almada, enerjide, ruhsal ve fizyolojik etkinlikte, özgüvende ve özsaygıda azalma, karamsarlık, çaresizlik duyguları ve uyku bozukluğu gibi belirtiler gösteren ruhsal bozukluğa depresyon denir.


    Depresyonun belirti ve bulguları


    Duygusal bozukluklar
    Üzüntü
    İlgisizlik
    Zevk alamama
    Bastırılmış duygular
    Endişe
    Dikkatini toplayamama
    Gereksiz ya da orantısız suçluluk duygusu
    Fiziksel bozukluk hissi yada endişesi
    Uyku bozuklukları
    Belli belirsiz vücut ağrıları
    Baş ağrısı
    Sırt ve bel ağrısı
    Kronik yorgunluk
    İştah artışı ya da iştahsızlık

    Depresyon - Beslenme ilişkisi

    Depresyon-kolesterol ilişkisi ( HDL iyi kolestrol LDL kötü kollestrol)


    Kolesterolü düşük olan kişilerde serotonin düzeyleri de düşük bulunmuştur.


    Kolesterol eksikliği serotonin metabolizmasını bozarak depresyona yol açabilir.


    Kolesterolden fakir diyetler depresyonu ve intihar eğilimini artırabilir.


    Omega yağ asitlerinin sinir dokusu için önemi


    Beyinin %60’ı yağdır.


    Beyinin %40’ını ya da beyin yağlarının üçte ikisini poliansatüre yağ asitleri oluşturur.


    Beyinin %17’sini omega-3 yağ asitlerinden (dokozahekzoenoik asit) oluşmuştur.


    Beyinin %13’ü omega-6 yağ asitlerinden (araşidonik asit) oluşmuştur.


    Sinaptik bağlantılarda ve gözün fotoreseptörlerinde dokozahekzoenoik asit kullanılır.


    Depresyon-Omega-3 ilişkisi


    Depresyonlu kişilerde omega-3 yağ asitlerinin unsurları olan eikozopentoenoik asit ve dokozahekzoenoik asit düzeyleri düşük bulunmuştur.


    Eikozopentoenoik asit düzeyi azaldıkça depresyonun derecesi de artmaktadır.


    Çift kör bir çalışmada manik-depresif hastalara yüksek doz (9.6 g) omega-3 yağ asidi verilmiş; depresyon skorları %48 oranında düşmüştür.


    Başka bir çalışmada klasik antidepresif ilaç tedavisine cevap vermeyen hastaların yarısından fazlasında günde 1 gram eikosapentaenoik asit verildiğinde semptomlar bariz düzelmiştir.


    Doğum sonu depresyon-Omega-3 ilişkisi


    Gebelik sırasında anneden fetüse aktif dokazohekzoenoik asit transferi olmaktadır. Bu durum annenin w-3 depoları ciddi olarak tüketmekte ve doğum sonu depresyona yol açmaktadır.


    23 ülkede 14532 kişi üzerinde yapılan çok merkezli bir çalışmaya göre Balık yağı alan ya da balık tüketen kadınlarda doğum sonu depresyon belirgin olarak daha düşük bulunmaktadır.


    Demans (Bunama) - Omega-3 ilişkisi


    Omega-3 ya da balık tüketiminin artması demans ve Alzheimer riskini azaltmaktadır.




    Depresyon - Folik asit ilişkisi


    Birçok depresyonlu hastada folik asit düzeyleri düşük bulunmuştur.


    Standart tedaviye ek olarak folik asit alan depresyonlu hastalarda sadece standart tedavi alanlara göre daha fazla düzelme saptanmıştır.


    Folik asit takviyesi alan alkoliklerde depresyonun daha çabuk iyileştiği görülmüştür.


    Depresyon - inositol ilişkisi


    Depresyonlu kişilerde inositol düşük bulunmuştur.


    Çift kör bir çalışmada inozitol (12 g/gün) alan hastaların yarısında depresyon semptomları bariz düzelmiştir.


    Depresyon - B12 vitamini ilişkisi


    B12 vitamini yetersizliği olanlarda en az iki kat fazla depresyon riski vardır.


    B12 vitamini takviyesi depresyonun hızla düzelmesine yardımcı olur (1 mg/gün).


    B12 vitamini eksikliğine bağlı kansızlık gelişmeden önce de depresyon oluşabilir.


    Depresyon - B6 vitamini ilişkisi


    Depresyonlu hastaların birçoğunda B6 vitamini düşüktür ve vitamin tedavisine olumlu cevap verirler.


    Oral kontraseptifler (Doğum kontrol hapları) B6 vitamini tüketimini artırarak depresyona yol açar. Bu depresyon B6 vitamini tedavisine cevap verir.


    B6 vitamini premenstrüel sendromdaki depresyonu da hafifletebilir.


    Mineral yetersizliği – depresyon ilişkisi


    Selenyum - depresyon ilişkisi


    Selenyum tedavisi (60-220 mg/gün) alan hastalarda depresyon semptomları düzelmektedir.


    Çinko - depresyon ilişkisi


    Depresyonu olan kişilerin önemli bir bölümünde çinko düzeyleri düşük bulunmuştur.


    Çinko düzeyleri düştükçe depresyonun derecesi de artmaktadır.


    Depresyon - probiyotik ilişkisi


    Kefir hafif bir sinir yatıştırıcı ve depresyon azaltıcıdır.Ayrıca hafif bir gevşeme ve uyku hali verir.


    Kefirin depresyonu azaltıcı etkisi triptofan, magnezyum ve kalsiyum içeriğinin yüksek olmasına bağlanmaktadır.


    Benzer özellikler yoğurtta da mevcuttur.


    D vitamini - depresyon ilişkisi


    Güneşe maruz kalma derecesi ile serotonin düzeyleri arasında pozitif bir korelasyon saptamıştır.


    D vitamini tedavisi alan hastalarda depresyon hızla düzelmektedir.


    Türkiye’de başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere D vitamini yetersizliği çok yaygındır.


    Depresyon - tiroid yetersizliği ilişkisi


    Depresyon tiroid yetersizliğinin ayrılmaz bir parçasıdır.


    Erişkin nüfusun %5-10 kadarında aşikar olmayan (gizli) tiroid düşüklüğü (hipotiroidi)mevcuttur.


    Hipotiroidik kişilerin beyinleri yeteri kadar oksijen kullanamazlar, sonuçta depresyon olur.


    Kahve - depresyon ilişkisi


    Kahve tiryakilerinde, tiryaki olmayanlara göre daha fazla depresyon görülmektedir.


    Burada depresyonun ne kadarının kahvenin içindeki şekere, bizzat kahveye bağlı olduğu bilinmemektedir.


    Başka bilinmeyen bir şey de depresyonluların kahveye bağlı mı deprese oldukları, ya da deprese oldukları için mi, yani morallerini yükseltmek için mi kahve içtikleridir.


    En iyisi bir hafta kadar kahve ve/veya şeker almayarak durumu test etmektir.


    Kahve tiryakisi olan depresyonlu kadınlarda, tiryaki olmayanlara göre intihar olasılıkları % 58–66 daha azdır.


    Aspartam - depresyon ilişkisi


    Fenilalanin, tirozin (norepinefrin öncüsü) ve triptofan (serotonin öncüsü) kandan beyin hücrelerine ortak taşınma sistemi ile geçer.


    Aralarındaki rekabetten dolayı, eğer herhangi birinin diyetteki miktarı diğerlerinden fazla ise onların beyin hücresine geçişini azaltır.


    Örneğin aspartam adlı tatlandırıcının %50’si fenilalanindir. Aşırı aspartam kullanılması triptofanın (dolayısıyla serotoninin) beyin hücresine geçişini azaltarak depresyona yol açabilir.


    Depresyonda alınması birinci derecede önemli besin destekleri


    Balık yağı: 3-6 gr/gün


    D vitamini: 4,000 Ü/gün

    B kompleks vitamini (Vitamin power 100®️) : 2x1 /gün

    C vitamini: 2x1 gr /gün

    Magnezyum: 2x 0.5-1 g /gün

    Kefir: 0.25-1 Litre /gün


    Depresyonda alınması ikinci derecede önemli besin destekleri


    Asetil-L-karnitin:2-3x 0.5-1g/gün

    İnozitol: 2-3x 4g/gün

    Selenyum: 60-220 mg/gün

    Çinko: 10-30 mg/gün

    DHEA: 30-60 mg/gün

    L-fenilalanin: 200 mg-4000mg/gün

    L-tirozin: 100 mg/kg/gün

    Melatonin: 2x0.125 mg

    S-adenozil metionin: 1-2 g/gün





    Sağlığım.Com tarafından 28.04.2007 tarihinde yazıldı


    http://www.sagligim.com/makale.print.php?id=204
    Meaktu
    Meaktu
    Admin


    Mesaj Sayısı : 124
    Kayıt tarihi : 18/09/09
    Nerden : ankara

    Balık yağı antidepresan olabilir mi? Empty Geri: Balık yağı antidepresan olabilir mi?

    Mesaj  Meaktu Ptsi Eyl. 21, 2009 9:26 pm

    Yüksek Kan Kolesterolü:

    Kolesterol, kalp-damar hastalıklarına yol açan en büyük nedenlerden biridir. 1984 yılına gelene dek kolesterolün zararları bilinmekteydi, ama 150 milyon dolara malolan bir araştırma, önemli bir gerçeği gözler önüne serdi: Kolesterolün %1 azaltılmasıyla kalp krizi riskinin %2 azaldığı ortaya kondu. On yıl süren araştırmalarda, aynı yaş, kilo, sigara alışkanlığı ve tansiyona sahip erkeklerden kolesterolü %10 daha düşük olan hastaların kalp krizine yakalanma şansları %20 düşüyordu. Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından yapılan bu araştırmadan sonra başka geniş kapsamlı araştırmalar da benzer sonuçlar vermiştir: Kolesterolü azaltmak atheroskleroz ve kalp krizi riskini azaltmaktadır.

    Kolesterol nedir? Kolesterol vücudumuzun ihtiyaç duyduğu, yağ benzeri maddelerdir. Bu maddeler hem vücut tarafından üretilir; hem de dışardan besin yoluyla alınır. Kandaki kolesterolün yaklaşık % 85'ini vücut kendi üretir, % 15'ini besinlerden alırız. Vücudumuzda karaciğer tarafından üretilen kolesterol; et, tavuk, süt, yumurta gibi hayvansal ürünlerde bulunur. Aynen insanlarda olduğu gibi hayvanların da her hücre zarında kolesterol vardır. Bu yüzden yediğimiz et veya tavuk tamamen yağsız gözükse dahi, kolesterol etin her yerinde bulunduğundan, yediğimiz etin kolesterolünü de kendi bünyemize geçirmiş oluruz. Ne yazık ki, hayvani gıdalardan aldığımız kolesterolün bir çoğu fazlalıktır, ve kullanılamayan kolesterol vücutta birikir; bu da kalp hastalıkları başta, bir çok hastalığın nedeni olabilir.

    Kolesterol yağa benzer bir yapıda olduğundan, yüksek oranda sudan oluşan kanın içinde tek başına dolaşamaz. Karaciğerden hücrelere gidip gelebilmek için taşıyıcılara ihtiyacı vardır. Bu taşıyıcılara lipoprotein diyoruz. Kolesterolü taşıyan iki tip taşıyıcı bulunuyor kanımızda : Kötü huylu kolesterol denilen, düşük yoğunluktaki lipoproteinler (LDL) ve iyi huylu olanı: yüksek yoğunluktaki lipoproteinler (HDL).

    LDL'ye kötü huylu denmesinin nedeni, karaciğerden aldığı kolesterolü hücrelere taşırken, bazen damar çeperlerinde düşürerek, kanda erime özelliği olmayan bu maddeciklerin birikmesine, plak oluşturmasına neden olmalarıdır. Oysa HDL, hücrelerdeki fazla kolesterolü alıp, safraya dönüştürülmek üzere karaciğere geri taşıma görevini üstlenmiştir. Ayrıca damarlara yapışmış olan kolesterolü de elektrikli süpürge gibi çekip alarak temizlemek yine HDL'ye düşer. Dolayısıyla HDL'mizin yüksek olması kolesterolün damarlarımıza yaptığı zararı azaltabilir. Ne yazık ki Türkler üzerinde yapılan araştırmalarda, bizim HDL düzeylerimizin genetik olarak düşük olduğu ortaya çıkmıştır. (İdeal rakamlar kadınlarda <45, erkeklerde <35 mg/dl.dir.) Hafif bir spor yapmanın, bir kadeh kırmızı şarabın ve zeytinyağının iyi kolesterolü yükselttiği ispatlanmıştır. Total kolesterolü yükselten ve düşüren faktörler ve gıdaları aşağıda inceleyeceğiz.

    Total kolesterol ve LDL ve HDL düzeyleri için rakamlar şöyledir: (mg/dl)

    TOTAL KOLESTEROL LDL HDL

    www.geocities.com/vejetaryenbeslenme/kalp_damar_hastaliklari.htm+HDL+yi+y%C3%BCkselten+g%C4%B1dalar&hl=tr&ct=clnk&" target="_blank" rel="nofollow">http://66.102.9.104/search?q=cache:faQC9...http://66.102.9.104/search?q=cache:faQC92kRNyAJ:www.geocities.com/vejetaryenbeslenme/kalp_damar_hastaliklari.htm+HDL+yi+y%C3%BCkselten+g%C4%B1dalar&hl=tr&ct=clnk&


    Kandaki kolesterol düzeyimizi ölçtürdükten sonra, genellikle aklımızda total kolesterol değeri kalır. Bu yanlış sayılmaz, ne de olsa total kolesterolümüzün % 70-90'ı kötü kolesterol yani LDL'dir. Ama iyi ve kötü kolesterol düzeylerimizi bilmemiz yararlıdır. LDL'nin 160'ı aşması, tehlike sinyalleri verir. Koroner kalp hastalığı olanların LDL'yi 100 mg/dl altında tutması gerekir.

    Kolesterolü düşük tutmak için neler yapmalı? Kalıtımsal faktörlerin dışında, hiç bir etkenin kandaki kolesterol düzeyini diyet ve fiziksel hareketlilik kadar etkilemediği defalarca doğrulanmıştır.

      Forum Saati Perş. Mayıs 16, 2024 7:23 am