ERMENİSTAN'DAKİ METSAMOR NÜKLEER SANTRALİNİN ÇEVRE VE BÖLGELEYE ETKİLERİ
Greenpeace üyelerinin Ağrı dağı eteklerinde dünyadaki iklim değişikliklerine ve çevre kirlenmesine karşı dikkat çekmek için yaptıkları gemi (sözde Nuh'un Gemisi) basınımızın ve halkımızın çok ilgisini çekti. Doğal olarak ilimiz adına sevindirici bir olay. Ülkemizi, bölgemizi ve en önemlisi ata-baba yurdumuz olan Iğdır'ımızı tehdit eden, patlamaya hazır bir atom bombası olan Ermenistan'daki Metsamor Nükleer santralini haber ve magazin programlarına taşısaydılar ilimize ve bölgemize büyük hizmet etmiş olurdular. Greenpeace üyeleri, İklimi Kurtarın, Hemen! söylemiyle yola çıkmışlar. Doğrudur şu an dünya ikliminde insanlardan kaynaklanan çeşitli değişiklikler görülmeye başlanmış. Ancak bu uzun vadeli olaydır. Ama Metsamor santrali her saniye etrafa radyasyon, zehir saçıyor ve her an çevreye çok büyük zararlar verebilir, hiçbir garantisi yok. Bu konuda herhangi bir somut girişimleri ve eylemleri olmadı. Sadece Iğdır'daki bazı sivil toplum kuruluşları bu konuda imza kampanyaları düzenlemekte ve basın bildirileri okumaktadır. Bunlar başlangıç için olumlu ve güzel gelişmeleridir. Bu kampanyada emeği geçen duyarlı vatandaşlarımızı takdir ediyorum ve sadece bunlarla kalınmamalı bizler Iğdırlılar olarak bunların yanında olmalıyız, desteklerimizi her platformda sürdürmeliyiz. Bundan başka TÜRKSAM başkanı olan değerli hemşerimiz Sinan OĞAN Bey de Ankara'da bu santralin kapatılması için mücadele etmektedir. 08 Nisan 2007 günü "ERMENİSTAN'DAKİ METSAMOR NÜKLEER SANTRALİNİN ÇEVRE VE BÖLGELEYE ETKİLERİ" konulu konferans ile dikkatleri tekrar bu konu üzerine çekmiştir. Bu konferansın devamının kısa sürede ilimizde yapılmasını sağlarsa, Iğdır'dan bütün dünyaya seslenme fırsatını buluruz. Bu konuda da biz Iğdırlılar olarak Sinan OĞAN'a destek veririz. Umarım basın kuruluşları Greenpeace üyelerine gösterdiği hassasiyeti, ilgiyi ve duyarlılığı buraya da gösteririler. Daha ne kadar bekleyeceğiz. Iğdırlıların uyanma vaktidir. Hemen sınırımızın ötesinde korkunç bir tehlike bizleri beklemekte ve ansızın kapımızı çalmak üzeredir. Metsamor nükleer santralinin teknik özellikleri üzerinde durmayacağım. Çünkü internet sitelerinde çok detaylı bilgiler vardır. İsteyen herkes oradan bakıp görebilir. Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA) standartlarına göre, kullanıma açılmasından sonraki 10 yılda 150'ye yakın kaza geçiren Metsamor Nükleer Santrali, dünyadaki 146 nükleer santral arasında güvenlik açısından son sırada yer alıyor. Metsamor Nükleer Santrali, Ermenistan'da meydana gelen ve 25 bin kişinin ölümüne sebep olan depremden sonra, 1988 yılında kapatılmıştır. Bu santralin, en başta Ermenistan'ın kendisi olmak üzere Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve İran gibi diğer bölge ülkeleri için taşıdığı bütün risklere rağmen, yeni bir depremi daha kaldıramayacak nitelikteki ikinci bloğu 1995 yılında yeniden devreye sokulmuştur. Uluslararası standartlara göre, 5 ve üzeri büyüklüğündeki depremlerin olabildiği bölgelerde nükleer santral yapılmasına izin verilmemesine rağmen Metsamor, aktif olan fay hattı üzerinde, birinci dereceli deprem bölgesinde halen faaliyet göstermektedir. Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA), AB gibi topluluklar ve bazı ülkeler bu santralin kapatılması ve devreden çıkarılması yönünde sadece kararlar alıyorlar, bundan başka herhangi bir yaptırım uygulamıyorlar. Metsamor gibi bir santralin Fransa, Almanya, İngiltere, ABD gibi gelişmiş ülkelerin sınırında faaliyet göstermesine bu ülkeler acaba müsaade edebilirler mi? Bu santralin inşasına veya bu standartlarda faaliyet göstermesine tahammülleri ne olurdu? Kendilerini çevreci diye adlandıran kuruluşlara, televizyonlara çıkıp balinalar için şov yapanlara sesleniyorum. Acaba yukarıda saydığım ülkelerin sınırlarına yakın bir yerde Metsamor santrali olsaydı, Ermenistan'a tepkileri nasıl olurdu. İlimizde gemi inşa eden Greenpeace üyeleri, Ağrı dağının eteklerinde güvercin uçuruyorlar. Metsamor santralinin de görüldüğü bir yerden, sadece çeşitli dillerde yazılmış afişlerle "İklimi Kurtarın, Hemen!" diye sesleniyorlar. Fakat Ağrı dağı eteklerinden Iğdır ovasına inip Aras kıyısına giderek, basın kuruluşları önünde, bütün dünyaya METSAMOR'A HAYIR! diye haykırmıyorlar. Umarım en kısa sürede bizler yanılırız. Bu çevreci örgüt, çevreye zarar veren, zehir saçan, ölüm saçan METSAMOR'A HAYIR! derler.
ALINTI
http://www.turksam.org/metsamor/a1302.html
--------------------------------------------------------------------------------
*****
http://www.turksam.org/metsamor/
*****
--------------------------------------------------------------------------------
===
http://www.turksam.org/metsamor/b38.html
Greenpeace üyelerinin Ağrı dağı eteklerinde dünyadaki iklim değişikliklerine ve çevre kirlenmesine karşı dikkat çekmek için yaptıkları gemi (sözde Nuh'un Gemisi) basınımızın ve halkımızın çok ilgisini çekti. Doğal olarak ilimiz adına sevindirici bir olay. Ülkemizi, bölgemizi ve en önemlisi ata-baba yurdumuz olan Iğdır'ımızı tehdit eden, patlamaya hazır bir atom bombası olan Ermenistan'daki Metsamor Nükleer santralini haber ve magazin programlarına taşısaydılar ilimize ve bölgemize büyük hizmet etmiş olurdular. Greenpeace üyeleri, İklimi Kurtarın, Hemen! söylemiyle yola çıkmışlar. Doğrudur şu an dünya ikliminde insanlardan kaynaklanan çeşitli değişiklikler görülmeye başlanmış. Ancak bu uzun vadeli olaydır. Ama Metsamor santrali her saniye etrafa radyasyon, zehir saçıyor ve her an çevreye çok büyük zararlar verebilir, hiçbir garantisi yok. Bu konuda herhangi bir somut girişimleri ve eylemleri olmadı. Sadece Iğdır'daki bazı sivil toplum kuruluşları bu konuda imza kampanyaları düzenlemekte ve basın bildirileri okumaktadır. Bunlar başlangıç için olumlu ve güzel gelişmeleridir. Bu kampanyada emeği geçen duyarlı vatandaşlarımızı takdir ediyorum ve sadece bunlarla kalınmamalı bizler Iğdırlılar olarak bunların yanında olmalıyız, desteklerimizi her platformda sürdürmeliyiz. Bundan başka TÜRKSAM başkanı olan değerli hemşerimiz Sinan OĞAN Bey de Ankara'da bu santralin kapatılması için mücadele etmektedir. 08 Nisan 2007 günü "ERMENİSTAN'DAKİ METSAMOR NÜKLEER SANTRALİNİN ÇEVRE VE BÖLGELEYE ETKİLERİ" konulu konferans ile dikkatleri tekrar bu konu üzerine çekmiştir. Bu konferansın devamının kısa sürede ilimizde yapılmasını sağlarsa, Iğdır'dan bütün dünyaya seslenme fırsatını buluruz. Bu konuda da biz Iğdırlılar olarak Sinan OĞAN'a destek veririz. Umarım basın kuruluşları Greenpeace üyelerine gösterdiği hassasiyeti, ilgiyi ve duyarlılığı buraya da gösteririler. Daha ne kadar bekleyeceğiz. Iğdırlıların uyanma vaktidir. Hemen sınırımızın ötesinde korkunç bir tehlike bizleri beklemekte ve ansızın kapımızı çalmak üzeredir. Metsamor nükleer santralinin teknik özellikleri üzerinde durmayacağım. Çünkü internet sitelerinde çok detaylı bilgiler vardır. İsteyen herkes oradan bakıp görebilir. Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA) standartlarına göre, kullanıma açılmasından sonraki 10 yılda 150'ye yakın kaza geçiren Metsamor Nükleer Santrali, dünyadaki 146 nükleer santral arasında güvenlik açısından son sırada yer alıyor. Metsamor Nükleer Santrali, Ermenistan'da meydana gelen ve 25 bin kişinin ölümüne sebep olan depremden sonra, 1988 yılında kapatılmıştır. Bu santralin, en başta Ermenistan'ın kendisi olmak üzere Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve İran gibi diğer bölge ülkeleri için taşıdığı bütün risklere rağmen, yeni bir depremi daha kaldıramayacak nitelikteki ikinci bloğu 1995 yılında yeniden devreye sokulmuştur. Uluslararası standartlara göre, 5 ve üzeri büyüklüğündeki depremlerin olabildiği bölgelerde nükleer santral yapılmasına izin verilmemesine rağmen Metsamor, aktif olan fay hattı üzerinde, birinci dereceli deprem bölgesinde halen faaliyet göstermektedir. Uluslararası Atom Enerji Ajansı (IAEA), AB gibi topluluklar ve bazı ülkeler bu santralin kapatılması ve devreden çıkarılması yönünde sadece kararlar alıyorlar, bundan başka herhangi bir yaptırım uygulamıyorlar. Metsamor gibi bir santralin Fransa, Almanya, İngiltere, ABD gibi gelişmiş ülkelerin sınırında faaliyet göstermesine bu ülkeler acaba müsaade edebilirler mi? Bu santralin inşasına veya bu standartlarda faaliyet göstermesine tahammülleri ne olurdu? Kendilerini çevreci diye adlandıran kuruluşlara, televizyonlara çıkıp balinalar için şov yapanlara sesleniyorum. Acaba yukarıda saydığım ülkelerin sınırlarına yakın bir yerde Metsamor santrali olsaydı, Ermenistan'a tepkileri nasıl olurdu. İlimizde gemi inşa eden Greenpeace üyeleri, Ağrı dağının eteklerinde güvercin uçuruyorlar. Metsamor santralinin de görüldüğü bir yerden, sadece çeşitli dillerde yazılmış afişlerle "İklimi Kurtarın, Hemen!" diye sesleniyorlar. Fakat Ağrı dağı eteklerinden Iğdır ovasına inip Aras kıyısına giderek, basın kuruluşları önünde, bütün dünyaya METSAMOR'A HAYIR! diye haykırmıyorlar. Umarım en kısa sürede bizler yanılırız. Bu çevreci örgüt, çevreye zarar veren, zehir saçan, ölüm saçan METSAMOR'A HAYIR! derler.
ALINTI
http://www.turksam.org/metsamor/a1302.html
--------------------------------------------------------------------------------
*****
http://www.turksam.org/metsamor/
*****
--------------------------------------------------------------------------------
===
http://www.turksam.org/metsamor/b38.html